25 Temmuz 2006 Salı

Dil Yarası!!




Günahları gönder bana küçük sevinçler ver
Hataları boşver dert olur unutamazsan eğer

Seni benden ne bu şehir ayırır ne de ecel
Yüreğimi en fazla dil yarası acıtır
Bu sevdaya hangi yaban eller gelir uzanır
Kendine iyi bak sana birşey olmasın

Yüreğim darda aklım firarda
Sebebim olur ölüme ayrılık...

18 Temmuz 2006 Salı



Bazı şeyleri şimdi çok daha iyi anlıyorum.Kimin kıymetini bilemediğimi,kimin kıymetimi bildiğini,nelere aldandığımı,neleri kaybettiğimi...Verdiğim hiçbir karardan hala pişman değilim ve bir şekilde doğrusunu yaptığımı biliyorum;ama anılar zihnimi zorlamaya başladı şu günlerde ve ben inanılmaz acı çekiyorum,kendime kızıyorum;ağlıyorum.Yapabildiğim sadece bu...

Alıp başımı gitmek istiyorum bu diyardan.Her neresi olursa ve yaşadığım her ne varsa hepsini unutmak.Acıları,dertleri,sevinçleri,mutlulukları...Kısacası bütün hatıraları.Dayanamıyorum artık.Son gücümle elveda deyip herkese;gitmek...

Anladım ki küllenen yürek yeniden alevlenemiyormuş ya da her yürek,her yüreğin olamıyormuş çakmak taşı...

Aldım-verdim yaptım kalbimle hep ben ve her zaman veren oldum.Verip de alamadığım da oldu kalbimi.Alıp da bir şeye benzetemeyenler de;ama artık bitti...Ne zaman ve ne şekilde olursa olsun sevmeyi de öğrendim,sevilmeyi de.Sevmek yetmez demiştim.Maalesef yine haklı çıktım;ama ben artık yalnızca sevilmek istiyorum...

16 Temmuz 2006 Pazar

Sen Benim Hiçbir şeyimsin!!


Sen benim hiç bir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın anlaşılmaz
Galiba eski liman üzerindesin
Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak
Dudaklarınla cama çizdiğin
En fazla sonbahar otellerinde
Üniversiteli bir kız uykusu bulmak
Yalnızlığı öldüresiye çirkin
Sabaha karşı öldüresiye korkak
Kulağı çabucak telefon zillerinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Hiçbir sevişmek yaşamışlığım
Henüz boş bir roman sahifesinde
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Ne çok çığlıkların silemediği
Zaten yok bir tren penceresinde
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım
Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Uykum arasında cağırdığım
Çocukluk sesimle ağlayarak
Sen benim hiçbir şeyimsin.


Attila İlhan

Sevgili Attila İlhan'ı rahmetle anıyorum...O bana şiiri sevdiren şairlerin başında geliyor...Bu şiir de özellikle bu günlerde beni çok etkiliyor.Sizlerle de paylaşmak istedim...Şiirin sözlerini çok dikkatli okumanızı istiyorum.Dilerseniz Ahmet Kaya yorumuyla şarkısını da dinleyebilirsiniz...Tabii rahmetliyi daha iyi anlayabilmek için tüm şiirlerini okumanızı da tavsiye ediyorum...Sevgiyle kalın...

11 Temmuz 2006 Salı

Bundan Böyle!



Artık ara veriyorum sevmelere ya da verdiriliyorum bir şekilde. Hayat yalnızca geçmek zorunda olduğu için geçecek ve anlamı olmayacak artık gece yarısı özlemlerinin.Manasız artık yeşilin tüm tonları benim için hatta maviye çalan anlık değişimlerinin...

Art arda uykusuz kalmalar ve bunu "sevilenin" uğruna yaptığım için gururlanmalara son bundan böyle.Planlara,programlara paydos.Bir yarını bilirim,bir de bugün ne yaptığımı gayrı.10 gün sonrası için hayal kurmalara,o gün gelecek diye yaşamalara son...

Kullanılmayacak gayrı sevgi kelimesi cümlelerde ve elim değmeyecek asla namahreme.Bir insanın eşittiri olamayacak artık herşeyim ve denilemeyecek seni seviyorum hak etmeyen bedenlere...

Y.S.

6 Temmuz 2006 Perşembe

Sevmekten Gidince!


Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara
Kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi yirmidört saate çıkartılacak meskun mahallerde ağlamanın

Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin
Ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Yılmaz Erdoğan

Mükemmel ötesi bir şiir bu ve sanırım geçirdiğim gönül travmasını çok iyi anlatıyor.Dinlemeyenlere Ebru Gündeş yorumuyla dinlemelerini tavsiye ediyorum...

4 Temmuz 2006 Salı

Unutursun!!


Yarından haber yok dün bitti
Saatler son günü çalıp gitti
Yeminler yaşlandı dudaklarda
Düğümlendi derken söz bitti

Vagonlar bi dolup bi boşaldı
Kuruyan gözlerim yine yaşardı
Sarardı sırayla fotoğraflar
Ne hayatlar içimde kaldı

Unutursun için yana yana
Unutursun ölüm sana bana
Zaman basıp kanayan yarana
Unutursun unutursun



Onca yaşadığım şeyden sonra kalmadı yazacak bir şey...Beni en iyi anlatan şarkı...

2 Temmuz 2006 Pazar

Bitsin Şu Hasret!!


Yine sensiz bir saatte seni düşünüyorum.Yoksun işte biliyorum.Elimi uzatsam tutamam ellerini ya da bir alo ile göremem gözlerini.Ne biçim bir şey bu ya.Ne yaman acı çekiş,ne sürekli serzeniş.Dinmek bilmiyor bir türlü yokluğunun ızdırabı.Sen gideli bugün 17. gün.Arkadaşlarım diyorlar ki:Aman be sen de;aptal aşık,alt tarafı 2 hafta olmuş,"ne"sini özlüyorsun?

Her şeyini özlüyorum ben bebeğimin.Çekmeyen nerden bilirmiş,yüreğin acısını.Konuşması kolay di mi?Siz hiç sevmediyseniz günahı benim mi?17 gün ya.Nasıl özlemez insan?Kokusunu özledim,bakışını özledim,gülüşünü özledim...Duruşunu bile özledim ya var mı bunun ötesi?

Şu an seni bir saniye görebilmek için ömrümden 10 yıl vermeye razıyım...Bitsin şu hasret...bitsin artık...