25 Mart 2009 Çarşamba

Return!


Hiç beklemediğiniz bir zamanda düşer aşk bazen yüreğinize...Aslında güzel olan da bu değil midir?Hiç beklemediğiniz anda hiç beklemediğiniz bir şeyin çıkagelmesi...Biz öylesine alıştırmışız ki kendimizi,en uygun zamanda en uygun insanı seçmişiz hep ya da zaten bir seçim olamamış.Başka çaremiz yokmuş gibi davranmışız...


Mesela birini sevdiğinizi zannederken,aslında onu hiç sevmediğinizi düşündünüz mü hiç ya da bunu itiraf ettiniz mi,kötü olmayı göze alarak?Hayır Hayır,bunu hiçbirimiz yapamıyoruz kolay kolay.Çünkü göze alamıyoruz bir anda ayrı kalmayı.Bizimkisi sevmek değil aslında;alışmak...Ve insan bu,vazgeçemiyor alışkanlıklarından...


Peki ya birisi gelirse gerçekten,siz sevgili gibi davranırken...Aklınızdan çıkartamayacağınız kadar yerleşirse beyninizin içine,ne yaparsınız?Sizi gerçekten sevdiğini söyleyen insanı üzmeyi,göze alabilir misiniz?Yaşanan onca şeye rağmen vazgeçebilir misiniz ondan?


Söyleyin hangisi doğru olan;mutluluk oyunu oynamaya devam etmek mi,yoksa ne olacağını asla bilemeyeceğiniz yeni bir yola girmek mi?


Y.S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder